Nefes ve Yaşam Koçu (Pcc) & Eğitmen
Özel sektörde finans ve şirket yönetimi alanlarında yönetici olarak çalıştığım dönemlerde kişisel gelişim seminerlerine duyduğum ilgiyi ve bu eğitimlerden kazanımlarımı öncelikle kendi hayatımı değiştirmek için uygulayarak istediğim yaşamı gerçekleştirmeye başladım.
Aldığım farklı birçok uluslararası eğitimlerin ardından 2007 yılında radikal bir kararla 17 yıllık iş yaşamımı sonlandırdım ve bu yeni yolda profesyonel bir adım atarak yaşamımı heyecanla, keyifle sürdürmeyi seçtim.
2008 yılında eğitimini aldığım ve Ahmet Akın'ın Türkçe özgün çevirisinde editörlüğünü yaptığım ACIM-Mucizeler Kursu ile güçlü bir zihin dönüşümü yaşadım ve ardından kurs öğretmeni olarak çalışma gruplarına Kurs Liderliği yaptım ve Kurs Liderleri yetiştirdim.
2009 yılında Sertifikalı Nefes Eğitmeni de olarak tüm çalışmalarımı nefes ile birleştirdim.
Kurucusu olduğum SİMURG Nefes ve Yaşam Merkezi'nde seminer, eğitim ve koçluk çalışmalarımı sürdürüyor ve "Yaşamımı 'iyi'leştirmek istiyorum" diyerek kalbinin çağrısını duyan herkesin arayışına destek oluyorum.
Sevgi ve Teşekkür ile…
Nefes çalışmalarıyla deneyimleme şansı yakalayabileceğiniz dönüşüm, zihne gerçek ile hikâyeyi birbirinden ayırt edebilme yetisi kazandırır.
SİMURG Kampı’ndaki zihin ve nefes çalışmaları, bunları önce fark etmemizi, ardından kabul etmemizi ve bu sınırın ötesindeki özgürlüğü deneyimlememizi sağlar. Özgürce paylaşımlar yapabilmeniz ve özgün ifadenize kavuşabilmeniz için basit, etkili ve farkındalık dolu çalışmalarla tasarlanmıştır.
Değişim; olanı düzeltme ve iyileştirme çabasıdır. Dönüşüm ise yepyeni ve bambaşka bir yaratımdır. Dönüşüm; gerçek yaratma gücüne dönmek, o yaratıcı güce dönüşmek, o gücün kendisi olmak demektir. SİMURG Nefes Kampı adı üstünde bir Nefes Kampı’dır; fakat Nefes o kadar dönüştürücü bir olgudur ki, doğru nefes alıp dönüşmemek imkânsızdır.
SİMURG Nefes Kamplarımız sonrasında bir yaşam boyu harekete geçme cesareti bulamamış kişilerin bile yaşamlarında öyle köklü dönüşümlere tanık olduk ki sırada sizin olmanız hepimizi heyecanlandırıyor.
Yoldayız, yanınızdayız, dönüşüyoruz.
VİZYONUMUZ
İnsanın, gücünün farkına vararak yaşam sorumluluğunu almasına, yapabilirliğine ve potansiyelini ortaya çıkarmasına destek vermek, bireysel verimliliği artırarak insanlığa katkı sağlamak.
MİSYONUMUZ
Her şeyin herkes için mümkün olduğunu hatırlatan farkındalık çalışmaları ve eğitimleri ile içsel dönüşümü gerçekleştirmek…
DEĞERLERİMİZ
Güven – Güvenilirlik
İşimize olan inancımız, ilkelerimize olan bağlılığımız ve bunun hizmet ettiğimiz herkese yansıması…
Profesyonellik
'Profesyonellik Sevgidir' anlayışını, yürüdüğümüz yolun her anında ve her alanında yaşamak ve yansıtmak…
Güç ve Yeterlilik
Sahip olduğumuz kaynakları farkındalık ve sevgi ile sunabilmek…
Adanmışlık
İnsana ve işimize duyduğumuz güven, sevgi ve saygı ile durdurulamaz olmak…
Saygı ve Değer
İnsana ve işimize en yüksek saygı ve değeri vermek…
Başarı
Değerlerimiz çatısı altında hizmet verdiğimiz birey ve kurumların hedeflerine ulaştıklarına tanık olmak…
Ateşinde yanarak küllerinden yeniden doğan SİMURG (Anka Kuşu), Bilgi ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar SİMURG'a inanırlar ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürler, yolunda gitmeyen her şeye SİMURG'un çözüm bulacağına inanırlarmış. Ancak SİMURG ortada görünmedikçe kuşlar beklemeyi bırakmış ve sonunda umudu kesmişler.
Bir gün bir kuş sürüsü SİMURG'un kanadından bir tüy bulmuş ve diğer kuşlara çağrı yapmış. Çağrıyı duyan ve SİMURG'un var olduğuna inanan dünyadaki tüm kuşlar bir araya toplanmışlar. Hep birlikte onun huzuruna çıkıp yardım istemeye karar vermişler.
Ne var ki SİMURG'un yuvası Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Üstelik oraya varmak için her birinde gizlenmiş ayrı bir duygu ile birlikte her biri diğerinden daha çetin yedi farklı vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar hep birlikte göğe doğru uçarak yolculuklarına başlamışlar. İsteği ve azmi az olanlar yolda birer birer dökülmüş. Vadilerden geçerken yorulanlar, düşenler, vazgeçenler olmuş.
Önce Bülbül, güle aşkını hatırlayıp "o üzülürse ben ölürüm" demiş ve hasretinden geri dönmüş. Oysa güle olan hasreti artık hiç bitmeyecekmiş.
Papağan, "tüylerim çok güzel benim, bu kadar uçmak onları eskitir, ben kıyamam tüylerime" demiş, uçmayı bırakmış. Ve güzel tüyleri sebebiyle hep kafeslere kapatılmış, kafeslerde ömür tüketmiş.
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış.
Baykuş yıkıntılarını özlemiş.
Balıkçık kuşu bataklığını…
Her vadide bir duygu tuzağı bazı kuşları yolculuktan vazgeçirmiş, geri döndürmüş. Vadiler üzerinden uçtukça kuşların sayısı giderek azalmış. Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmışlar. Bakmışlar ne Bilgi ağacı var ne de SİMURG... Anlamışlar ki aslında gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculukmuş. Kurtarıcı bilge kuş, bu yedi vadiyi geçen kuşmuş ve anlamışlar ki;
Her biri bir "SİMURG"muş!
Hepimizin farklı farklı yaşam hikâyeleri ve "benim yaşamım bu" diye inandığımız hikâyelerimiz vardır. Yaşamımız boyunca bu hikâyeleri deneyimliyoruz ve yaşadığımız deneyimlerle yaşamlarımızda ya ilerliyoruz ya da vazgeçip yolumuzdan dönüyoruz, tıpkı SİMURG hikâyesinde olduğu gibi.
Ve her birimiz birer SİMURG olmayı göze almadıkça; bataklığımızda, yıkıntılarımızda ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
Oysa şimdi çağrıyı duyma ve gökyüzünde uçma zamanıdır!
Çağrı yapıldı!
Çağrıyı duymaya ve yaşam hikâyenizi yeniden yazmaya hazır mısınız?